Abstract:
Türk Dil Kurumu'na göre statü; bireyin bir kurum veya bir toplum içindeki durumu anlamına gelmektedir. Sosyologlar, statüyü belirleyen unsurlar arasında öncelikli olarak; soy, servet, işlevsellik, eğitim, din ve biyolojik yapıyı işaret etmektedir (Turner, 1998: 13). Toplumu eleştirel bir bakışla yorumlayan sanatçı, tarih boyunca toplum üyelerinin hangi yöntemlerle o statüye sahip olduklarını ve statünün toplum üyeleri arasında nasıl pay edildiğini sorgulayan eserler yapmışlardır. Sanatçının statü sistemine yönelttiği eleştirel tavrı, ironik, öfkeli, lirik, melankolik bir karşı duruş ve meydan okumalar şeklinde olmuştur. Avrupa resim sanatı ilk olarak, kilisenin güdümünde ilerlediği görülmektedir. Daha sonra Rönesans'ta burjuvazinin sanata sahip olma arzusuna ve itibar edinme hevesine araç olduğu görülmektedir. Bu dönemler boyunca, yüksek statü sahipleri tarafından şekillenen, bir sanat ortamı dikkat çekmektedir. Osmanlı İmparatorluğu'nda gelişen batılılaşma hareketiyle birlikte Sanayi-i Nefise Mektebi'nin kurulması, çağdaş sanatların Osmanlı'daki ilk hareketleri olarak görülmektedir. Cumhuriyet devrimleri ise, Türk resim sanat tarihi için bir milat olarak kabul edilmektedir. Atatürk, Cumhuriyet'in ilk yıllarında devletin geliştirdiği kültür-sanat politikasıyla birlikte sanata hem destek hem de önem vermiştir. Böylece, Cumhuriyet, hem Türk toplumuna hem de sanatçısına önemli bir itibar ve statü kazandırmıştır. 1950 yıllardan sonra, devletin sanata olan desteğinin azaldığı görülmektedir. Buna karşılık, sanat alanında bireysel üsluplara yönelişlerin başladığı görülmektedir. Sanayileşme ve kentleşme sorunlarına ilgi artmaktadır. Dışardan sanat ve düşünce akımlarının etkisi bir yandan görülürken bir yandan da Evrensellik ve Ulusallık tartışmaları önem kazanmaktadır. Böylece, bireysel üslup çabalarıyla birlikte toplumsal statüler arasındaki farklılıkların yansıması eserlerde görülmeye başlamıştır. Cumhuriyet'ten günümüze, toplumsal statü yansımalarının, sanatçılar tarafından nasıl ele alındığı ve yansıtıldığı incelenmiştir. Birçok sanatçının eserlerinde, bu yansımalar görülmektedir. Ancak, bazı sanatçıların eserlerinde daha belirgin olarak öne çıkmaktadır. Bu açıdan, Nuri İyem, Cihat Burak, Neşe Erdok, Hakan Gürsoytrak ve Ali Elmacı'nın resimlerine daha yakından bakılmıştır.