Abstract:
Gazetenin günlük yaşamımıza girmesiyle başlayan iletişim süreci, hızla gelişerek biçim ve boyut değiştirmiştir. Boyutun farklılaşması kimi zaman olumlu kimi zaman da olumsuz olarak değerlendirilebilir. Kültür emperyalizmine köle olan bir takım dinamikler olumsuz değerlendirmenin başrol oyuncularıdır. Sömürülen hayatlar medyanın da süzgecinden geçerek akıl almaz bir ironiyle yeniden bize silah gibi doğrultulmaktadır. İmgeler bombardımanına maruz kalan yeni dünya insanı, metropol hayatının kalabalığında yalnız kalmakta ve günden güne iç ışığını söndürmektedir. Bireysel yalnızlığa sürüklenen metropol insanı, sosyolojik ve psikolojik anlamda birer robota dönüştürülürken gazetelerin 3. sayfaları arasında sıkışıp ironik bir şekilde tüketimin nesnesi halini almaktadır. Aynı kaderi paylaşacak kurbanlar da tüketimin izleyicisi haline dönüşmektedir. Günden güne algılar kapanmakta, aynılaşan bireyler yaratılmaktadır. Hazırlanan tez toplam beş bölümden oluşmaktadır. İlk iki bölümde; kitlesel iletişim araçları ve tarihsel süreçleri anlatılmaktadır. Üçüncü bölüm; duyarsızlaşma kavramının, 3. sayfa gazete haberleri üzerinden toplumsal sosyoloji ve psikoloji alanları bağlamında değerlendirilmesine ayrılmıştır. Dördüncü bölüm; Türkiye?de gazeteyi sanat nesnesi olarak kullanan sanatçılara, son olarak beşinci bölümde ise tez bağlamında yapılan çalışmaların değerlendirilmesine yer verilmiştir. 3. sayfa gazete haberlerinin sanatın bir konusu haline getirildiği bu tezde popüler kültür paradoksu, geçmiş, an ve gelecek üçgeninden kişisel ve toplumsal enstantelerle yeniden kurgulanmaktadır. Zamansal bir doğru oluşturularak, izleyiciyi toplumsal kör noktalara yeni bir gözle bakmaya davet ederken, aynı zamanda birey, `duyarlı? duyarsızlıklarla örülü kişisel tarihine doğru bir yolculuğa sürüklenmektedir, izleyen-izlenen ilişkisini çocukluk, ölüm, masumiyet, cinnet ve mahremiyet kavramlarını yeniden sorgulayarak, gündelik hayatın eleştirisi, imgesel bağlamda sanatçı duyarlılığı ile gerçekleştirilmektedir.