Abstract:
Bu çalışmada, Acer monspessulanum subsp. monspessulanum ve A. sempervirens türlerinin Antalya'daki yoğun yayılış alanlarında peyzaj genetiği açısından değerlendirilmesi ve çelikle çoğaltma olanaklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Serik ilçesi Sanlı yaylası ve Kemer ilçesi Beycik-Üçoluk yaylası olmak üzere iki farklı alandaki (rakımda) Acer monspessulanum subsp. monspessulanum'un yaprak, meyve, çiçek, sürgün özellikleri ve bitki boyutları değerlendirildiğinde genel olarak düşük bir rakımda yer alan Üçoluk yaylasındaki populasyonun bu özellikler açısından daha yüksek değerlere sahip olduğu ve bu farklılıkların çoğunlukla istatistiki açıdan önemli olduğu tespit edilmiştir. Kemer ilçesi Ulupınar köyü ve Ulupınar-Çıralı yürüyüş güzergahı olmak üzere iki farklı alandaki (rakımda) A. sempervirens'in yaprak, meyve, çiçek, sürgün özellikleri ve bitki boyutları değerlendirildiğinde genel olarak düşük rakım olan Ulupınar-Çıralı populasyonunun bu özellikler açısından daha yüksek değerlere sahip olduğu ve bu farklılıkların çoğunlukla istatistiki açıdan önemli olmadığı tespit edilmiştir. Olgun yaprak renkleri, sonbahar yaprak renkleri, çiçek renkleri, sürgün renkleri ve meyve renkleri olmak üzere renk özellikleri açısından iki rakım arasındaki farklılıkların istatistiki açıdan Acer monspessulanum subsp. monspessulanum'da çoğunukla önemli, A. sempervirens'de ise önemsiz olduğu tespit edilmiştir. Acer monspessulanum subsp. monspessulanum'da Sanlı yaylasında 27, Üçoluk yaylasında 18 olmak üzere toplam 45 genotip, A. sempervirens'de ise Ulupınar köyünde 20, Ulupınar-Çıralı yürüyüş güzergahında 30 olmak üzere toplam 50 genotipin 66 morfolojik özelliğinin değerlendirilmesiyle belirlenen genetik çeşitlilikleri üzerine peyzaj faktörlerinin etkisi değerlendirildiğinde, Acer monspessulanum subsp. monspessulanum'un genetik çeşitliliği üzerine rakım, sıcaklık, yağış ve toprak özelliklerinin etkilerinin önemli olduğu, ancak A. sempervirens'in genetik çeşitliliği üzerine çoğunlukla toprak özelliklerinin etkisinin önemli olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, her iki türde de tür içinde büyük oranlarda (%98) genetik benzerlikler belirlenirken, iki türün birbirinden %89 oranında benzerlik ile ayrıldığı tespit edilmiştir. Populasyonlar üzerinde yoğun insan ve hayvan otlatma etkilerinin belirlenmesi sonucunda koruma önlemlerinin alınması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca çalışmada çelikle çoğaltma denemeleri sonucunda, başarılı sonuçlar elde edilememiştir.