dc.description.abstract |
Halk Kütüphanesi organizasyonunun dünyadaki gelişim çizgisinin ilk olarak İngiltere'de 1850 yılında çıkarılan kütüphane yasasıyla anlam kazandığı ifade edilir. Bununla beraber Amerikan Kütüphaneciler Derneğinin demokrasi platformunda halk kütüphanelerinin düzenleyeceği kültürel etkinliklerle toplumun nabzını ellerinde tutabilecekleri şeklinde ortaya koydukları ilkeler ve Sovyetler Birliği'nde 1917 ihtilâlinden sonra kütüphane sisteminin sağlam temellere oturtulması ve hatta 2. Dünya Savaşı esnasında işgal sırasında bile bu kurumların çalışır durumda olması, halk kütüphanelerinin dünyada geçirdiği evrelerin küçük alıntıları olmakla birlikte geçirdiği zaman süresince aldıkları yol açısından bize önemli bulgular verir. Ülkemizde halk kütüphanelerinin gelişimi ise XV. yüzyıldan başla¬ yarak kurulan Vakıf kütüphaneleriyle yeni bir şekil kazanır. Çünkü hayır amacıyla kurulan bu kurumlar müderris, öğrenci ve mahalle halkının çeşitli bilgi gereksinimlerini karşılamak için yapılmış kitap ve kütüphane vakıflarıyla günümüz halk kütüphanelerinin ilk oluşumları olduğu belirtilir. Osmanlı împaratorluğu'nun zamanla zayıflamaya başlayan yönetim yapısı sosyal kurumlan da olumsuz yönde etkilemeye başlamış ve Tanzimat'ın ilanıyla birlikte, diğer konularda olduğu gibi sosyal kurumların da modernizasyonu için batılı anlamda yeni bir boyut kazandırılmak istenmiştir. Bu dönemde gerçekleştirilen en önemli gelişme Fransa'nın da80 etkisiyle 1869'da "Maarif-i Umumiye Nizamnamesi"nin yayınlanmasıdır. Maarif Nazın Saffet Paşa'nın hazırladığı bu nizamnameyle kütüphaneler Vakıfların bünyesinden sıyrılıp, devletin bünyesinde bir kurum niteliğine bürünmeye başlamıştır. 1908 yılında II. Meşrutiyef in ilanıyla beraber Türk kütüphaneciliği daha belirgin bir yapı kazanmaya başlamış ve çalışmalar daha bilinçlenmiştir. Bunun kökeninde yatan temel neden ise, 1908 yılında başlayan si¬ yasal yaşam sonrası hükümeti kuran İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kütüphane olgusunu geliştirmek istemesidir. Bu dönemde gerçekten ileriye dönük kütüphane geliştirme programı ve millî bir kütüphane oluşturmak için gerekli çalışmalar uygulanmaya başlamıştır. Cumhuriyet Dönemi'nden sonra halk kütüphanelerinin gelişimlerini irdeleyecek olursak; öncelikle Cumhuriyetten önce kurulan ve Cumhuriyet döneminde ülke çapında çalışmalarını sürdüren Türk Ocakları ve bu Ocakların kapanmasıyla beraber açılan Halkevleri Kütüphaneleri, Türk kütüphaneciliğine yeni bir boyut kazandırmıştır. Çünkü bu iki gönüllü kuruluşun temel yaklaşımı, "Halk bize ulaşamıyorsa, biz halka ulaşırız" şeklindedir. Halkı bilinçlendirmek ve aydınlatmak temel ilkeleri olmakla beraber, gerek Türk Ocaklan'nın ve gerekse Halkevleri'nin birbirinden ayrılan çok önemli özellikleri olduğu bir gerçektir. Kültür hayatına belirli bir zaman yön vermiş olan Türk Ocakları'nın kütüphanecilik alanında getirdiği yenilikler, ilk çocuk kütüphanesinin kurulması, süreli yayınların ve gör-işit materyallerinin de kütüphaneler aracılığıyla halka sunulması, bu Ocağın getirilen olmakla beraber, en81 önemli hizmeti genç nüfusu milliyetçilik çerçevesinde birleştirerek onları bilinçlendirmek ve ülke çıkarları doğrultusunda yetiştirmek isteme¬ sidir. Fakat bütün bu olumlu gelişmelere karşın CH.F/na muhalif bir siyasî güç görünümüne bürünmesi ve ırkçılık görüşünün Ocak bünyesinde önem kazanmaya başlamasıyla kendilerini fesh etmişlerdir. Türk Ocakları'nın kapanmasıyla beraber, Yüce Önder Atatürk'ün teşvikleriyie kurulan Halkevleri ve bünyelerinde bulunan kütüphaneleriyle belli birtakım eksikliklerine rağmen Cumhuriyet dönemi içerisin¬ deki halk kütüphanelerinin ilk oluşumu olduğunu rahatlıkla belirtebiliriz. Çünkü gerek kütüphane politikası ve gerekse kütüphanenin teknik çalışma sistemi açısından günümüz halk kütüphaneleriyle büyük benzerlikler göstermektedir. Halkevleri kütüphaneleri çalışmalarını şehirlerde yerine getirirken kurulan halkodaları kütüphaneleri de köylerde toplumu aydınlatmak için uğraş vermiştir. Bu bilgi merkezleri gençler ve yetişkinlere bilgi kaynaklarını sunmak suretiyle, onları gerçek kütüphanecilik hizmetlerinden yararlandırmıştır.. Diğer bir deyişle, bu dönemde parti- devlet-vatandaş üçgeninde başarılı bir çalışma oluşturulmuştur. Bakanlığa bağlı halk kütüphanelerinin geliştirilmesi ise, ilk Kütüphaneler Teşkilatı'nın oluşturulmasıyla başlar ve 1923-1930 döneminde kütüphanelerimize yasal bir dayanak sağlayan Tevhid-i Tedrisat Kanunu bunu izler. Ayrıca kütüphanelerimize yeni bir sistem bünyesinde yeni¬ den yapılanması için bu dönemde John Devvey ve Hamit Zübeyr'in raporları dikkatimizi çeker.82 Cumhuriyet Dönemi'nde kütüphanecilik alanında gelişmeler Harf Devrimiyle beraber ivme kazanmıştır. Latin harflerinin kabulüyle başlayan yayıncılık atağı kütüphanelere de yansımış ve açılan Millet Mekteplerinde okuma-yazma öğrenen kişiler kütüphanelere gitmek suretiyle okuyucu sayısının artmasına ve kütüphanelerin halkın eğitilmesi için kullanılan bir kurum olma niteliği kazandırmasına yol açmıştır. 1934 yılında devlet, kütüphanelere koleksiyon sağlamak ve herşeyden önemlisi yayıncılığın kültür hayatına katkısını resmî olarak sağlamak amacıyla Derleme Kanunu çıkarılmıştır. 1950-1960 döneminde gerçekleştirilen en önemli çalışma Millî Kütüphanenin kurulmasıdır. Cumhuriyetin kurulmasından bu yana yapılan çalışmalar sonucunda 1950 yılında kurulmasını sağlayan kanunla diğer kütüphanelerin de bir sistem etrafında toplanması ve teşkilatlanma¬ sına önayak olmuş ve böylece 1960 yılında bir kararname ile kurulan Kütüphaneler Genel Müdürlüğü ile yeni bir görünüm kazanan halk kütüphaneleri, çoğu Kütüphane-i Umumî olarak adlandırılan ve daha sonra Maarif Vekâleti'ne bağlanan kütüphaneler, 1960'dan sonra halk kütüphanesi olarak Örgütlenmişlerdir. 1980/li yıllarda görülen en önemli değişiklik şüphesiz 12 Eylül darbe- sidir. Darbenin etkisi doğal olarak halk kütüphanelerine de yansımıştır. Öncelikle sıkı bir yasaklı kitap listesi şeklinde ortaya çıkan bu değişiklik, uzun bir süre etkisini hissettirmiştir. Fakat daha sonraki yıllarda bu etki gücünü yitirmeye başlamıştır. Özellikle kültür teşkilatının Turizm Bakanlığı'ndan ayrılmasıyla Bakanlık yeni bir kimlik arayışı içine girmiştir.83 Bu arayışta da şüphesiz önkoşul halka yaklaşmak ve bunun gereği olarak da yasakların ortadan yavaş yavaş kaldırılması olmuştur. Günümüzde halk kütüphaneleri bütün olanaksızlıklarına rağmen, uygar bir toplum olmanın önkoşulu olan okur toplum olma misyonunu gerçekleştirme yolunda özveriyle çaba harcamaktadır. |
en_US |