dc.description.abstract |
Bu yüksek lisans tezi, 13. ve 14. yüzyıllarda Anadolu kentlerinde inşa edilen Ahi yapılarını incelemektedir. Anadolu'da 13. yüzyıldan itibaren yükselmeye başlayan Ahi yapıları, fütüvvet ilkeleri çevresinde örgütlenen grupların varlıklarını görünür kılmak için Ahi adı verilen liderlerinin önderliğinde kurdukları dini ve sosyal yapılardır. Bu dini ve sosyal yapılardan zaviyeler, Ahi öğretisinin yayılmasına ve Ahi kimliğinin inşa edilmesine büyük katkı sağlamıştır. Döneminde sadece taraftarlarını eğitmek ve Ahi öğretisini yaymak için kurulan Ahi zaviyeleri kurumsal bir kimlik oluşturmakla kalmamış aynı zamanda zaviye merkezli mimari bir gelenek oluşturarak kentlerin fiziki dokularında belirgin bir değişiklik meydana getirmiştir. 13. ve 14. yüzyıllar boyunca Anadolu'nun hemen hemen bütün şehirlerinde inşa edilen Ahi yapıları, stratejik olarak çarşı merkezleri ile kalelerin dışına konumlandırılmıştır. Bu olgu, özellikle Ahilerin yoğun olarak yerleştikleri Ankara, Antalya, Denizli, Kayseri, Kırşehir, Konya, Sivas ve Tokat kent mekânlarında belirgin bir şekilde gözlemlenmektedir. Bahsi geçen kentlerde özellikle çarşı merkezleri ile kalelerin dışına inşa edilen Ahi yapılarının yönelttiği "Ahi yapıları neden inşa edildi" sorusu bu çalışmanın temel motivasyonunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada, öncelikle 13. ve 14. yüzyıllarda Ahi yapılarının inşa edilmesini sağlayan siyasi ve dini ortam bütüncül bir perspektiften incelenerek anlamlandırılmaya çalışılmış daha sonra Ankara, Antalya, Denizli, Kayseri, Kırşehir, Konya, Sivas ve Tokat kentlerinde Ahilerin baniliğinde inşa edilen yapılar incelenmiştir. Çalışma kapsamında bahsi gecen kentlerde 13. ve 14. yüzyıllara ait 18 manzume, 11 cami ve mescit, 3 çeşme, 4 hamam, 4 medrese, 12 türbe ile 49 zaviye yapısından oluşan 88 Ahi yapısı tespit edilmiştir. Bu yapılar konumlandırıldıkları topoğrafya, inşa tarihi ve kitabe bilgileri, bani, vakıf gelirleri, mimari tasarım ve süsleme programları açısından oluşturulan katalog dahilinde incelenmiştir. |
en_US |