Abstract:
Yapılan bu araştırmada ilk olarak, okul öncesi öğretmenliği bölümünde öğrenim gören öğretmen adaylarının kaygı düzeylerini yükselten faktörlerden hangilerinin öğretmen adayları açısından belirleyici olup, gündelik hayatlarında başat rol oynadığına yönelik güncel bilgi edinmek amaçlanmıştır. Bununla birlikte, durumluk ve sürekli kaygı ilişkisinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi, durumluk ve sürekli kaygı düzeyi ile bağlantılı demografik faktörlerin belirlenmesi de hedeflenmiştir. Bu nicel araştırmada değişkenler arası korelasyonların belirlenmesinde ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Çalışma grubu Akdeniz Üniversitesi'nde öğrenim gören 367 okul öncesi eğitimi öğretmen adayından oluşmaktadır. Anket sonuçları, katılımcıların (n=367) %82,5'inin gelecekte iş bulamama olasılığına karşı birincil düzey ve büyük oranlarda kaygı duyduklarını göstermiştir. Okul öncesi öğretmen adaylarının yalnızca %4.2'sinin hiçbir şekilde işsizlik kaygısı duymadıkları sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların %74.8'i atanamama konusunda ileri düzeylerde kaygılı olduklarını belirtmişlerdir. Okul öncesi öğretmen adaylarının %95.4'ü KPSS sınavında başarısız olmaya yönelik belirli oranlarda kaygı duyumsadıklarını (74,5'i yüksek düzey) belirtirken, katılımcıların yalnız %4.6'sı KPSS sınavında başarısız olmaya yönelik hiçbir kaygı taşımadıkları bilgisini paylaşmıştır. Okul öncesi öğretmen adaylarında durumluk ve sürekli kaygı düzeyini etkileyen demografik değişkenlerin ele alındığı bu araştırmada öğretmen adaylarında durumluk ( =42,56) ve sürekli kaygı ( =47,59) düzeyinin orta düzeyde olduğu bulunmuştur. Okul öncesi öğretmen adaylarında durumluk ve sürekli kaygı düzeyi arasındaki ilişki incelendiğinde anlamlı pozitif yönde ve yüksek bir ilişki olduğu ( r=.72,p=.000. Detarminasyon katsayısı: (r^2) %52) ve durumluk kaygı düzeyinin yükselmesinin sürekli kaygıyı arttıran bir unsur olduğu bulunmuştur. Öğretmen adaylarının demografik özelliklerinden hareketle, kayıtlı oldukları sınıf ve anne eğitim düzeyine göre durumluk kaygı düzeyinin anlamlı farklılık gösterdiği saptanmıştır. Bununla birlikte, aile gelir düzeyine göre durumluk ve sürekli kaygı düzeyinin farklılaştığı; yaş, baba eğitim düzeyi ve kardeş sayısına göre durumluk ve sürekli kaygı düzeylerinin farklılaşmadığı sonuçlarına ulaşılmıştır.