Özet:
SDBY'i olan hastalar genel populasyona göre oldukça yüksek düzey de kardiovasküler hastalıklar açısından risk altındadır. Dializ hastalarında kardiovasküler olaylar morbidite ve mortalitenin en önemli nedenleridir. Bu hastalarda hospitalizasyonun %40, mortalitenin de %50 nedeni KVO' lardır (4,7,9). SDBY olan hastalarda artmış kardiovasküler hastalık prevalansının yüksek olması; hızlanmış ateroskleroza ve/veya vasküler patolojiye neden olabilecek patolojik durumların bu hastalarda bir arada bulunmasına bağlı olabilir (1) . Bu patolojik durumlar arasında HT ,DM ,Sigara içimi ,Dislipidemi gibi klasik risk faktörlerinin yanı sıra; endotel disfonksiyonu, hipoalbunemi, inflamasyon, oksidatif stress ve AGE's oluşumu gibi üremi ilişkili risk faktörleri vardır (1,11,12,13,14). Bu çalışmada PD hastalarındaki, artmış kardiovasküler riskin nedenlerinden birisinin endotel disfonksiyonu olabileceği düşüncesiyle, PD hastaları ile sağlıklı kontroller endotel disfonksiyonu varlığı açısından karşılaştırılmışlardır. AÜTF Periton dializi üniteside takip edilen 50 PD hastası ve 30 sağlıklı kişiden oluşan kontrol grubu, Celermajer ve arkadaşlarının tarifledikleri yöntemle endotel disfonksiyonu açısından değerlendirilmişlerdir. Endotel fonksiyonlarını değerlendirmek amacıyla değerlendirilen ABD' nun periton dializi hasta grubunda anlamlı olarak düşük olduğu (9,5±6,8'e karşın 16±6,2) ve sonuç olarak bu grupta endotel disfonksiyonun bulunduğu ortaya konmuştur. Çalışma sonucunda , periton diyalizi hastalarının sağlıklı bireylere göre endotel disfonksiyonuyla karakterize olduğu bulunmuştur. Endotel disfonksiyonu; aterosklerozun ilk evresinde meydana gelen bir olaydır. Endotel disfonksiyonun mekanizmasına dair ve endotel disfonksiyonun ilerde oluşabilecek kardiovasküler hastalık için bir risk faktörü olup olmadığına dair prospektif çalışmalara ihtiyaç vardır.
