Özet:
Amaç: Mikrosızıntı, restoratif diş hekimliğinin önemli sorunlarından biridir. Bu in vitro çalışmanın amacı, boya penetrasyon yöntemini kullanarak inkremental veya bulk-fill tekniği ile uygulanan yeni kompozit materyallerin mikrosızıntı potansiyelini değerlendirmektir. Yöntem: Yeni çekilmiş 120 adet büyük azı dişe standart Black I kaviteler (3mm x 3mm x 4mm) hazırlandı. Bir nanohybrid (Filtek™ Z550), bir bulk-fill (X-tra fil) ve bir seramik içerikli bulk-fill kompozit (Admira Fusion X-tra) test edildi. Restorasyon yöntemi olarak bulk-fill ve inkremental uygulama teknikleri kullanıldı. Örnekler rastgele 6 gruba (n = 20) ayrıldı ve restoratif prosedürlerden sonra numuneler 1000 çevrimlik termal döngüye (5ºC-55ºC) tabi tutuldu. Mikrosızıntı testi, % 1'lik metilen mavisi boyası kullanılarak uygulandı. Dişlerin kesitleri, boya penetrasyon derecesi açısından stereo mikroskop altında değerlendirildi. İstatistiksel analizler Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney-U testleri ile gerçekleştirildi (p=0,05). Bulgular: Kompozit rezin grupları ile mikrosızıntı sonuçları arasındaki ilişki istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur (p<0,05). En fazla mikrosızıntı değerleri X-tra fil tek tabaka (bulk) tekniğiyle uygulanan grup gösterirken, bunu iki tabaka halinde uygulanan Filtek™ Z550 grubu takip etmektedir (p<0,05). İnkremental teknikle uygulanan Admira Fusion X-tra en az mikrosızıntı göstermiştir. Filtek ™ Z550 hariç, tüm kompozitlerde iki uygulama tekniği arasında anlamlı bir fark gözlenmiştir (p<0,05). Sonuç: Admira Fusion X-tra inkremental uygulama tekniğiyle hazırlandığında en düşük mikrosızıntı değeri göstermiştir.