Özet:
İzn-i sefine, özellikle Çanakkale ve İstanbul boğazlarından geçecek gemilere verilen gidiş-dönüş iznini ifade etmekte olup kara yolu için alınan "yol hükmü" veya "mürur tezkiresi" karşılığı olarak kullanılmıştır. Boğazlardan geçen yabancı gemilere izn-i sefine fermanı veya mürûr tezkiresi verilmesine dair ilk örnek 1452 yılına aittir. Tarih boyunca deniz ticareti bakımından önemli bir yere sahip olan Boğazlar'da 1453-1809 dönemi arasında mutlak bir Türk egemenliği olmasından dolayı Karadeniz'i tüm yabancı gemilere kapatılmıştı. Bu durum 18. yüzyılın sonlarına kadar devam etti. 18. yüzyılın sonlarında ise Karadeniz'e inmek için Osmanlılarla savaşmaya başlayan Rusya, ilk defa 1739 Belgrad Antlaşması'na göre Osmanlı gemileriyle ticaret yapabilme hakkına sahip oldu. Rusya'nın yüzyıla yakın süren mücadelelerden sonra 1774 Küçük Kaynarca Antlaşması'yla elde ettiği Karadeniz'de ticaret yapma hakkı bu denizi bir Türk iç denizi olmaktan çıkardı. Bilhassa 1783'de Kırım'ı işgal ederek Karadeniz'deki hâkimiyetlerini tamamen pekiştirti. 1783 yılında imzalanan Ticaret Antlaşması'yla ticaretin hangi şartlarda yapılacağı kararlaştırıldı. Yaptığımız bu çalışma 1818-1823 yılları arasında Deniz ticareti bakımından son derece önemli verileri kapsayan 7 Numaralı İzn-i Sefine Defteri'nin transkripsiyon ve değerlendirimesinden oluşmaktadır.