Özet:
Avrupa Birliği enflasyonist olmayan sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirmeyi ve yaşam standardını artırmayı hedeflemektedir. Ekonomik ve parasal bütünleşme bağlamında önemli bir aşama kabul edilen tek para uygulamasına 1999 yılında geçilmiştir. Ekonomik ve parasal alanda istikrarın ve sürdürülebilirliğin sağlanabilmesi için gerekli ölçütler Maastricht Kriterleri (Ekonomik Yakınsama Kriterleri) adı altında tanımlanmıştır. Maastricht Kriterleri; enflasyon oranı, uzun vadeli faiz oranı, bütçe açıkları, kamu borçlanması ve döviz kurlarına ilişkin kuralları içermekte olup, bunlara uyum aday ülkeler için ekonomik yakınsamanın gerçekleştirilebilmesi için karşılanması gereken bir koşuldur. Türkiye gümrük birliği hedefini gerçekleştirdikten sonra AB ile tam üyelik müzakerelerine başlamıştır. Ekonomik ve Parasal Birliği konu alan 17. Fasıl 2015 yılı itibariyle müzakerelere açılmıştır. Türkiye'nin üyeliği müzakerelerde kaydedilen gelişmelere bağlıdır. Türkiye'nin performansının Maastricht Kriterleri çerçevesinde üye ülke performansları ile karşılaştırılması için nicel araştırma yöntemlerinden faktör analizine başvurulmuştur. 2006 ve 2016 verileri üzerinden yapılan analiz sonuçlarına göre; enflasyon oranı ile uzun vadeli faiz oranı göstergelerini içeren parasal konularda Türkiye'nin üye ülkelere yakınlaşmadığı; buna karşın bütçe açığı ve devlet borçlanması göstergelerini içeren mali konularda Türkiye'nin birçok üye ülkeye kıyasla başarılı bir performans sergilediği tespit edilmiştir. 2008 küresel ekonomik kriz döneminde uyguladığı mali disiplin sayesinde Türkiye'nin AB ülkeleri kadar sarsılmadığı, başta Maastricht Kriterleri olmak üzere tam üyelik için Türkiye'nin üstlenmesi gereken tüm yükümlülüklerin ülkede ekonomik istikrarının sağlanmasında çıpa görevi yaptığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda; Maastricht Kriterleri'nden uzaklaşılmaması ve müzakerelere sonuç odaklı bir yaklaşımla devam edilmesi önerilmiştir.