Özet:
Tezin ana konusu Batı'nın oryantalizmi inşa ederken bu söylemlerini temellendirdiği felsefi düşüncelerin üzerinedir. Oryantalizminin oluşmasında tek başına tarihsel ve siyasi olayların değil, bunun yanında özellikle felsefi söylemlerinde büyük önem taşıdığını savunan tez genel olarak oryantalizmi şekillendiren düşünceleri özel anlamda da felsefi boyutlarının araştırılmasıdır. Oryantalizm, genel olarak Doğu'nun her yönüyle araştırılması demektir. Oryantalizm zaman içinde Doğu'yu araştırmanın yanında Batı'yı tanımlamak için Doğu'ya belli sıfatlar yüklemiş ve bu sıfatlar üzerinden de Batı kimliğini oluşturmuştur. Batı kimliğinin oluşmasında Avrupa felsefesinin de felsefi temellendirmeleri ve bir öteki oluşturulmasına zemin hazırlayan düşüncelerinin özellikle Aydınlanma felsefesi ile birlikte Batılı aklın üstünlüğünün karşısında Doğulu aklın yetersizliği üzerine geliştirilen söylemlerin felsefi kuramlarla desteklenmesi, Doğu'nun ötekileştirme sürecini hızlandırmıştır. Tez Batı'nın bu süreçte başvurduğu söylemleri genel olarak ele alıp Doğu ve Batı karşıtlığının felsefi bir analizini oluşturacaktır. Tez bu düşüncelerin tarihsel olarak oryantalizmin doğuşuyla ve felsefi olarak da Aydınlanma ile başlamadığını, Antik Yunan ve Yunan siyaset felsefesine kadar gittiğini, Doğu-Batı karşıtlığının sadece coğrafi ve tarihsel değil, aynı zamanda felsefi söylemler üzerine de kurulu olduğunu incelemektedir.