Özet:
İnsan doğduğu andan itibaren çevresindeki yaşanılan birçok anıları, belek sistemine kaydetmektedir. Bireyin yaşamındaki anılar, otobiyografik belleğinin oluşum süresince önemli bir etken olup kaydedilen bellek sisteminde daha sonra hatırlama eylemi ile birlikte bireyin kimliğini de yansıtmaktadırlar. Bireysel ve kolektif bellek yani ortak duygular, yaşam kültürü oluşumunu doğrudan etkilemiştir. Bu kavramlarına ilişkin açıklamalar birinci bölümde ele alınmıştır. Yaşanılan olaylar kısa süreli yahut ta uzun süreli fark etmezsiniz toplumun belleğinde yer edinmiştir. Bu olayları sanatçılar tanık olmuş ya da kaynaklardan, duyduklarından vs. yararlanarak sanatına konu edinmiştir. Bu bağlamda çalışma kapsamı içerisinde, Türkiye için önemli bir dönüm noktası olan 1960-1980 yılları içerisinde yaşanılan ya da yaşatılan bireysel ve sosyal sorunların, toplumun üzerindeki etkisi ve resim sanatına örnek eserler ile nasıl yansıdığı ele alınmaktadır. Yapılan bu araştırmalar ışığında uygulama çalışmalarında anılardan ve kaynaklık eden bellek sisteminden faydalanarak kavramların felsefi görüşü doğrultusunda resim sanatına yansımaları ele alınmıştır. Geçmişte yapılan eserler günümüze ışık tuttuğu gibi yapılan bu eserler ile birlikte geleceğe de ışık tutacağı planlanmaktadır.