Özet:
İslam geleneğinde Allah'ın nişanesi olarak kabul edilen hilal sembolü, önceleri Mezopotamya, Yunan-Roma, Mısır, Arap, Çin ve Hint gibi başka medeniyetlerde yer aldığı gibi Orta Asya'da Türkler tarafından da yoğun biçimde kullanılmıştır. Tarihsel süreçte birçok toplumun farklı anlamlar yükleyerek kullandığı bu sembol, İslam'ın kabulüyle de dönüşerek kullanımına devam edilmiştir. İslam'ın sembolü olarak yer edinmesi XI. yüzyıla kadar götürülebilen hilal, Türk-İslam sanatında tasvir, mimari, kabartma ve bayrak gibi çeşitli eserler üzerinde zengin bir yer edinmiştir. Dini semboller, dini bir anlamın veya manevi hakikatlerin duyularla algılanabilir nesneler aracılığıyla aktarılmasına imkan sağlarlar. Bu anlamda dini semboller kendisinden başka bir gerçekliğe, kutsala işaret etmektedir. Çalışma alanımızı toplumun ortak hafızasında yer edinmiş olan hilal sembolünün İslam dünyasında sembol haline gelme süreci oluşturmaktadır. Bu nedenle çalışmamızda sembollerin kavramsal çerçevesi belirlenmeye çalışılarak hilal sembolünün İslam geleneğinde Kur'an-ı Kerim ve hadislerdeki yeri ve önemi vurgulanacaktır. Amacımız kültürel aktarımı da sağlayan sembolün tarihi, mitolojik, kültürel ve dini olarak açıklanabilmesidir. Bu bağlamda fenomenolojik, deskriptif, karşılaştırmalı ve tarihsel yöntemlerden faydalanılmıştır. Hilal sembolü ve İslam adlı çalışmamız, İslam'ın simgesi olarak kabul edilen hilal sembolünün mitolojik ve tarihsel arka planı ile İslam öncesi ve sonrası gelenekteki yerini ele almaktadır. Hilal sembolünün coğrafi ve kültürel etkenler göz önünde tutularak diğer medeniyetlerdeki varlığına değinilmiştir. İslam geleneğinde hilalin sembolleşme süreci çeşitli eserler üzerinde kullanımına dair örneklerle incelenerek çalışmaya katkı sağlanmıştır.