Özet:
Bu çalışma 2015 yılından itibaren Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yerli ve milli' söylemini öne çıkarma suretiyle antagonist sınırı derinleştirdiğini, toplumu 'dost ve "düşman' kampları olarak ikiye ayırdığını savunmaktadır. Ayrıca söylemin 'yerli' ve 'milli' artikülasyonlarının muhtevasını oluşturan kodların büyük ölçüde 'Türkiye siyasetinin sağ toplumsal hafızasından' izler taşıdığı iddia edilmektedir. 'Yerli ve milli' söyleminin 1 Kasım 2015'ten 24 Haziran 2018 genel seçimleri sürecine dek hangi hangi 'siyasi bağlamlarda' ve hangi söylemsel kodlar' yardımıyla operasyonel hale getirildiği çalışmamızın temellendiği soruları oluşturmaktadır. 'Yerli ve milli' söyleminin öne çıktığı konuşmalar; Laclau' nun popülizm kuramında çerçevesi oluşturulan söylemsel yaklaşım referans alınarak analize tabi tutulmuştur. Tez kapsamında özellikle 1 Kasım 2015 Genel Seçimleri, 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu ve 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimi dönemlerindeki konuşmalar dikkate alınmıştır. Çalışma sonunda 24 Haziran 2018 genel seçimleri itibariyla tamamen 'hegemonik bir devlet' söylemine dönüştüğünü tespit ettiğimiz 'yerli ve milli' söylemine farklılıklar mantığının baskın olduğu antagonistik sınırı derinleştirmek için başvurulduğu ve söyleme kayıtlı kodların büyük ölçüde 'sağ toplumsal hafızadan' izler taşıdığı savlarımız doğrulanmıştır.